Makale

Akledileni Akletmek: İslâm Mantık Geleneğinde “İkinci Akledilirler”in Yorumu ve Osmanlı’da Alımlanması Üzerine Bir İnceleme

Özet

Çok yönlü bir terim olan ve birçok felsefî disiplini yakından ilgilendiren “ikinci akledilirlerin (el-ma‘kûlâtü’s-sâniye/el-ma‘kûlâtü’s-sevânî)” yorumlanma süreci, Fârâbî ile birlikte başlamış ve özellikle mantık literatürü içerisinde, muhtevası genişleyerek son dönemlere kadar devam etmiştir. Bu süreçte Fârâbî’den sonra İbn Sînâ, Ömer es-Sâvî, Fahreddin Râzî, Ömer el-Kâtibî, Şemseddin Semerkandî, Kutbüddin Râzî ve Seyyid Şerîf Cürcânî gibi isimler, ikinci akledilirlerin yorumlanmasında öncü ve belirleyici olmuştur. Konuyla ilgili farklı yaklaşım biçimlerini ve dönüşümleri barındıran bu süreçte oluşan birikim, kesintisiz bir şekilde Osmanlı’ya intikal etmiş; Osmanlı’da da ikinci akledilirler, yeni kavramlar ve sorunlar eşliğinde canlı bir biçimde tartışılmıştır. Daha öncesinde olduğu gibi Osmanlı döneminde de bu yorum ve tartışmalar özellikle mantık literatürü içerisinde vücut bulmuştur. Bu makalede, Fârâbî’den Cürcânî’ye kadar ikinci akledilirlere dair yapılan yorumlar, değişim ve gelişim evreleri gösterilerek ortaya konulmakta; ayrıca Molla Fenârî’nin el-Fevâ’idü’l-Fenâriyye adlı ünlü mantık eserine Burhâneddin Bulgarî, Kul Ahmed (Ahmed b. Muhammed b. Hıdır), Sadreddinzâde Mehmed Emin Şirvânî ve Kara Halil b. Hasan et-Tirevî tarafından yazılan hâşiyeler bağlamında, Osmanlı filozofları ve mantıkçıları tarafından ikinci akledilirler sorununa nasıl yaklaşıldığı, analitik ve karşılaştırmalı bir tarzda incelenmektedir.

Anahtar Kelimeler

İlk akledilirler ikinci akledilirler mantığın konusu İslâm mantık tarihi Osmanlı’da mantık el-Fevâ’idü’l-Fenâriyye hâşiyeleri