Özet
Bu makalenin cevap arayacağı iki soru İşrâkî felsefe ve İşrâkîliğin Osmanlı âlimleri tarafından nasıl algılandığı
ve Osmanlı’da “İşrâkî-meşreb” bir zümrenin var olup olmadığıdır. Çalışmamızı bu iki minvalde tasarlarken, öncelikle
bir hakikat arayışı olan İşrâkîliğin mahiyetine dair tartışmaların Osmanlı ilim camiasına hangi eserler aracılığıyla ve
nasıl girdiğini sorguladık. İkinci olarak Osmanlı ulemasının İşrâkîliği nasıl tanımladıkları, kimleri bu zümre içerisin-
de gördükleri ve kendilerinin İşrâkîlikle ne gibi bir ilişkilerinin bulunduğunu eserleri üzerinden takip etmeye gayret
ettik. İşrâkî felsefe, ilgili literatürde çoğunlukla kelam, tasavvuf, Meşşâî felsefe ile birlikte tartışıldığı için alternatif
bir sistem olarak görülmüştür. Bununla birlikte İşrâkî felsefenin başından beri bu sayılan sistemler ve bunların alt
kümeleriyle bir alışveriş içinde olması XIV. yüzyıldan itibaren İran ve Osmanlı coğrafyasında da varlığını sürdür-
müştür. Bu sebeple araştırmamızın konusu olan Osmanlı dönemindeki İşrâkî bakışın ve yorumların bağımsız bir
perspektif olmaktan ziyade diğer sistemler ile tedahül içinde olduğunu, yani yöntemsel bütünleşmeler ekseninde
seyrettiğini söylemek mümkündür.