Makale

Haberci Olarak Şair, Kâhin ve Nebi: Fârâbî ve İbn Sînâ Bağlamında Bir Değerlendirme

Özet

İnsanlardaki nefsin yatkınlık seviyesi ve mizacın denge oranı eşit düzeyde olmadığından onların ay-üstü âlemden ulaşan haber içerikli mesajları kabullerinde farklılıklar ortaya çıkar. Akıl yetisi yetkin, sezgisi kuvvetli, taklit kabiliyeti yüksek olan insanların diğerlerine kıyasla ay-üstü âlemden feyz edileni kabulü güçlüdür. Makalede metafizik tözlerden iletileni kabul eden ve bilinmeyen olaylara ilişkin haber veren insanlar hakkındaki bilgi üç aşamalı olarak verilmiştir: (i) Platon’un şair, kâhin, âşık arasında yaptığı ayrımın Aristoteles ve Plutarkhos felsefesindeki yeri. (ii) İslam öncesi dönemde şair ile kâhinlerin konumu ve müşrikler tarafından Hz. Muhammed’e hem şairlik hem de kâhinlik atfedilmesi, Hz. Muhammed’in ayetlerde nebi olarak tanımlanması. (iii) Fârâbî ile İbn Sînâ’nın şair, kâhin, âşık ve nebiye yükledikleri anlam. Bu çerçevede “Hem Fârâbî hem de İbn Sînâ’nın şair, kâhin hakkındaki fikirlerinin felsefî temelleri ve nebi kavramıyla ilgili görüşlerinin dinî dayanağı nedir?” sorularına cevap aranmaya çalışılmıştır. Bu sorulara yanıt bulmaya gayret gösterilirken peygamberliğin şiir ve kehanetten üstünlüğü göz önünde bulundurularak peygamberin şair, kâhin ve âşıktan farklı olduğunu belirleme hedeflenmiştir.

Anahtar Kelimeler

Şiir kehanet aşk nübüvvet şair kâhin âşık nebi